Erkin Baba

Sanıyorum 1994 kışıydı. Alt kattaki Kemancı Bar o gece çok fazla tıklım tıkış olduğundan girmemiştik. İşyerindeki arkadaşlarla üst kattaki Taksim Sanat Evi’ne geçtik. O yıllarda daha cool ve otantik canlı müzikler çaldığı için fırsat buldukça giderdik.

Arabayla İtalyan yokuşundan çıkıp, Sıraselvinin arkasındaki karanlık dar sokaklardan birine arabayı park edip, soluğu orada alırdık.

Taksim Sanat Evi enteresan bir yerdi o yıllarda. Sahibi Hababam Sınıfı serisinden tanıdığımız efendi öğrenci Ahmet Sezerel’di. Kendisi çok ön planda olmasa da, ara sıra mekanında rastlardık. Bir kenarda takılırdı o mütevazı tarzıyla.
…..
…..
O gece çıkacağı çok önceden duyurulan gurup son anda gel(e)meyince, acil bir çözüm bulmuşlar!

Veeee, sürpriz. Erkin Baba sahnede işte.!

Sahne dediğime bakmayın, barın biraz önünde ve masaların beş adım ilerisinde zeminle hemen hemen aynı yükseklikte minik bir alan.

Anadolu rock müziğinin babası.
Dile kolay, yasakların kol gezdiği 1983 senesinde çıkardığı İLLA Kİ albümü korsan baskılar hariç net birbuçukmilyon adet satan Erkin Koray.

Yalnız o gece mekanın başka sorunları da vardı. Erkin Baba’nın her zaman yanında olan basçı, klavyeci, davulcu ekibi ortada yoktu.

Biraz bekledi. Sonra her şeyden önce, yaptığı işe olan saygısı gereği gitarıyla tek başına müziğe girişti.

İçeriden gelen biraz yükseltilmiş tekerlekli ofis sandalyesine yerleşti. Boynuna astığı gitarına rağmen hem  klavyeyi kullanıyor, hem  şarkısını söylüyor hem de bu tatsızlığı belli etmemeye çalışıyordu. Arada bir sol ayağıyla davulun pedalıyla ritm vuruyordu.

Gelmemişlerdi.
Yalnız bırakmışlardı “tek kişilik dev orkestra”yı.

Yaptığı öyle böyle bir şey değildi. Hiç bozuntuya vermeden, son derece doğalmışçasına.  

Şimdilerin Korg, Farfisa gibi programlanabilir elektro aletlerini kullanmadığından oradaki naif doğallığı “öyle bir geçer zamanki” ile başladı, “kör olası çöpçüler”le bitti gecenin sonunda. Kapıya kadar dolup taşan Taksim Sanatta tarihi bir geceye tanıklık etmiştik.

Bir keresinde, yine sıkça gittikleri Trakya turnesinde benzer talihsizlikler olmuştu. İmkansızlıklar nedeniyle ekipman sorunları, konaklayacak yer bulamamaları, araba arızalanmaları ve daha önemlisi YASAKLAR yaşadığını bilirdi bizim kuşak.

Gitarın durmasın, hep “tıngırdasın” Erkin Baba.