Livar

Çarşamba akşamları bize halk günüydü sanki.
Kışları daha güzel olurdu.
İçimiz başka ısınırdı, içerde.
Az ilerdeki Caddebostan Maksim’in ışıltısını hissederdik girişteki masamızdan.
Balık öncesi gelen meze gibiydi manzarası.
Camlardan süzülen damlalar daha bir yakın gösterirdi sanki adaları.
Kararıncaydı her şey, ama vedalarımız ayrı.
…..
…..
Sabahın köründe yine uyanıp, bu kez Livar’ın iki üst sokağından hızla geçerek işe giderdik.
Öyle leş gibi değil, beyefendi gibi içerdik.
Yoksa, Vedat Baba bir bakışıyla bizi neylerdi.?!
Ne yüzle bir daha gelirdik.

(*) Üstümde BJK. forması varken yalan söyleyemem diyen, güzel insan rahmetli Vedat Okyar’ın anısına